Azınlıkça 41
Kasım 2008
Evren Dede
Balkanlardaki gelişmeleri izleyen herkesin üç aşağı beş yukarı bildiği bir sorundur Makedonya’nın isim sorunu.
İlk başta Yugoslavya, Yunanistan ve Bulgaristan’a bölünen Makedonya coğrafî bölgesi, Yugoslavya’nın içerisinde kurulan Makedonya Cumhuriyeti ile hareketlendi. Daha sonra Yugoslavya’nın dağılması ve ardından başkenti Üsküp olan Makedonya Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte, diplomatik ve elbette politik bir sorun olarak Makedonya ismi bugünlere kadar geldi.
Gerek Yunanistan gerek Bulgaristan, yeni kurulan Makedonya Cumhuriyeti’nin coğrafî açıdan üçe bölünmüş Makedonya bölgesinin tamamını bir gün talep edebileceği endişesini taşıdılar. Bu konuda Bulgaristan’a nazaran Yunanistan, özellikle de “Makedonya” ve “Makedon” kelimeleriyle olan tarihî bağından dolayı daha hassas davrandı; yeni devletin ismine, bayrağına, tarihine ve anayasasına itiraz etti. Bu itirazlar sonucunda, 1995 yılında yapılan bir anlaşmayla beraber yeni devletin, ismi, bayrağı ve anayasası değişikliğe uğradı. Yeni devlet Birleşmiş Milletler’e (BM), Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya (FYROM) adıyla üye olabildi.
Bütün bu alternatif arayışlar çözüm anlamında yeterli değildi tabiî. Çünkü Balkanlarda ortaya çıkan bu yeni bağımsız devlet kendisini Makedonya Cumhuriyeti olarak adlandırmaya devam etti ve bu adla Makedonya’yı tanıyanlar oldu. Sorunun başlangıcından 2008 yılına kadar baktığımızda, içerisinde ABD, Rusya ve Türkiye’nin de yer aldığı toplam 123 ülke, bu yeni devleti, “Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya” yerine, “Makedonya Cumhuriyeti” olarak tanıdılar.
Makedonya Cumhuriyeti ile olan ekonomik ve diğer ilişkilerinde kimi zaman aşırı sert, kimi zaman yumuşak bir tutum sergilemiş olsa da, Yunanistan’ın isim konusundaki tavrı hiçbir zaman değişmedi. Bu sene aksi yönde yapılan tüm baskılara rağmen, ismi yüzünden Makedonya Cumhuriyeti adıyla ülkenin NATO’ya üyeliğini veto etmesi de çözüm bulunmadan Yunanistan’ın tavrının değişmeyeceğinin bir göstergesi.
Yunanistan ile Makedonya’nın yaşadığı isim sorunu dışarıdan bakıldığı kadar basit değildir aslında; sadece isim anlaşmazlığı bile pek çok ayrıntıyı içerir. Fakat işin özü, bir görüşün doğru veya yanlış olduğunu öne sürmekle Makedonya’nın isim sorununun bir türlü çözülemediğidir. Zaten BM’nin arabuluculuğuna ihtiyaç da bu yüzden.
Bugüne kadar defalarca yapılan turlardan bir türlü sonuç alınamamış olsa bile, Ekim ayında BM’nin özel arabulucusu Matthew Nimetz, bir kez daha yeni önerileriyle Yunanistan ve Makedonya’nın karşısına çıktı.
Nimetz, Makedonya Cumhuriyeti ismi ile ilgili sunduğu öneride, uluslararası kurum, kuruluş ve teşkilatlarda “Kuzey Makedonya Cumhuriyeti” isminin kullanılmasını önerirken, devletin anayasal ismi olan “Makedonya Cumhuriyeti”nin ikili ilişkilerde ve ülke içinde değişmeyerek olduğu gibi kalmasını teklif etti.
Ülkeyi bugüne kadar “Makedonya Cumhuriyeti” olarak tanımış 123 ülkenin ikili ilişkilerde bu ismi kullanabileceklerini belirten Nimetz, diğer ülkelere ise ikili ilişkilerde yeni ismi, “Kuzey Makedonya Cumhuriyeti”ni, kullanmalarını önerdi.
Nimetz’in önerisinde, Fransızca “Kuzey Makedonya Cumhuriyeti” isminin tam hukukî geçerliliği olması, BM’de, AB ve NATO gibi resmî, yarı resmî ve uluslararası diğer kuruluşlarda, çok taraflı görüşme, toplantı, girişim ve benzeri durumlarda, yine çok taraflı antlaşma, anlaşma ve evraklarda bu ismin kullanılmasını öngörüyor.
BM arabulucusunun öngördüğü şartlar bunlarla sınırlı değil. Mesela, Yunanistan ve Makedonya’nın kendi ülkelerindeki siyasî ve ticarî alanda, sadece “Makedonya” ismini kullanmamalarını öngörürken, birbirleri hakkında da düşmanca açıklamaları desteklememeleri, ya da bu tür açıklamalara teşvik etmemeleri konusunda anlaşmaya varmalarını istiyor.
Nimetz’in önerisi pek çok küçük ayrıntıyı da içeriyor. Pasaportlarda İngilizce ve Fransızca “Kuzey Makedonya Cumhuriyeti” yazılması, fakat Kiril alfabesiyle “Makedonya Cumhuriyeti” şeklinde yazılması bunlardan biri.
Nimetz’in önerilerinde belki de en can alıcı maddeler, “Makedonya” isminin tek başına hiç bir devlet tarafından resmî isim olarak kullanılmayacağı, her iki tarafın da, “Makedonya” ve “Makedon” isimleri üzerine hiç bir dilde siyasî ve ticarî hak talep edemeyecekleri ile ilgili maddeler.
Önerilerin sonunda, iki tarafın da birbirlerinin topraklarında hiçbir hak talep etmeyecekleri konusunda tekrar garanti vermelerinden, “Kuzey Makdedonya Cumhuriyeti” adıyla Makedonya’nın, NATO ve AB’ye üye olma talebinin Yunanistan tarafından desteklenmesinden bahsediliyor.
Yunan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni, BM arabulucusunun önerilerini değerlendireceklerini açıkladı. Fakat Nimetz’in sunduğu çift isim önerisini Yunanistan’ın kabul etmeyeceğini şimdiden söyleyebiliriz. Çünkü Yunanistan’daki neredeyse bütün partiler ve siyasî çevreler, coğrafî tanımlama yapan ve her ihtiyacı karşılayacak tek bir isim olmasını istiyorlar.
Esasında Nimetz’in önerileri, ekonomik krizin ve Vatopedyo skandalının Yunanistan’ı altüst ettiği bir döneme denk geldi. Üstelik ilkbaharda olası bir genel seçim senaryosu varken, Yunanistan’dan Makedonya’nın isim sorununda yeni açılımlar beklememek lazım.
Makedonya isim sorunu ve son durum
Etiketler: 41. SAYI, Evren Dede
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder