“Batı Trakyadaki Bazı Ahvali Şahsiyye Hakkında İslam Hukuku”


Azınlıkça
Sayı:32
Eylül 2007
Genç Bakış
Aydın Bostancı

Merhum Gümülcine Müftüsü Hüseyin Mustafa’nın Batı Trakya’da uygulanan İslam Aile Hukuku üzerine 1970’lerde kaleme almış olduğu eserin ismi bu. Rahmetli Müftü Efendinin Osmanlıca olarak kaleme aldığı eser, azınlığımızdaki müftülüklerde uygulanan islam aile hukukunu derinlemesine inceliyor, müftülüklerce uygulanan işlemlerin hangi hukuki dayanaklara göre gerçekleştirildiğini örnekleriyle birlikte izah ederek anlatıyor. Yani kısacası müftülükler için tam bir hukuk kitabı niteliğini taşıyor.
Müftülüklerde uygulanan İslam Aile Hukuku ve Şeri yetkiler konusu, son dönemlerde özellikle hukuk çevreleri tarafından sanki ilk defa keşfedilirmişçesine yakın mercek altına alındı. Hukukçular ve azınlık içi bazı aydınlar, müftülüklerde uygulanan İslam aile hukukunun herhangi bir hukuki temele dayanmadığını dolayısıyla bir hukuki dayanağının olmadığını yeri geldikçe ileri sürmekte hatta bu nedenle ortadan kaldırılmasını bile sözkonusu edebilmekteler. Fakat her hukuk sisteminin olduğu gibi İslam hukukunun da belirlenen maddeler gereği kendine has bir işleyişi söz konusudur. Dolayısıyla bazı hukukçu ve sözüm ona aydınların iddia ettikleri gibi görüşülen davalarda her şey müftünün insafına ve merhametine kalmış değildir. Alınan her bir karar belirlenen hukuki temellere dayanmaktadır. Bunlar da, olası durumlar göz önünde bulundurularak, madde madde tespit edilmiştir.
Merhum Gümülcine Müftüsü Hüseyin Mustafa’nın Batı Trakya’da uygulanan islam aile hukuku ile alakalı yazmış olduğu eser bu nedenle büyük öneme haiz. Batı Trakya’da uygulanan şeri hükümlerle ilgili ilk defa olarak bir eser üstelik de en yetkili biri tarafından ele alınarak yazılmış. Bu önemli eserin Türkçe’ye olduğu kadar Yunanca’ya da kazandırılması gerek. Eser bütün hukukçular için Batı Trakya’da uygulanan İslam aile hukuku ile ilgili temel bir kaynak niteliğinde. Müftü Hüseyin Mustafa Efendi, kitabın önsözünde Batı Trakya’daki müftülüklere verilen ve uygulamaya konulan şer’i yetkilerin, 2345 numaralı müftüler kanunuyla belirlendiğini ve müftülerin bu kanunun belirlediği yetkiler dahilinde Müslümanlar arasındaki hukuku icra ettiklerini belirtmektedir. Müftü Hüseyin Mustafa ayrıca mahkemelerde bazı sorunlarla karşılaşıldığını, bu amaçla kaleme aldığı eserin gerek sorunlara ışık tutmada gerekse uygulanılan şer’i hükümlere dair teferruatlı bilgi verilmesi amacıyla kitabın kaleme alındığını bizlere belirtmektedir. Kitapta başta evlenme olmak üzere, boşanma, nafaka, çocukların velayeti, miras hukuku gibi konular ele alınmakta, her bir konu maddeler halinde sıralanarak nasıl ve hangi şartlar gözönünde bulundurularak uygulamaya konulduğu örnekleriyle birlikte detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. Ayrıca her bir konu ile ilgili mahkeme kararları, tutanaklar, İslam hukukçularının ve mezhep alimlerinin konuyla ilgili görüşleri ve bu yönde alınan kararlar da sıralanmaktadır. Kısacası kitap azınlığımızdaki müftülükler için bir “anayasa kitapçığı” niteliği taşımaktadır. Türkçe harflere çevrildiği şu sıralarda birinci hedef sadeleştirilip Türkçe’ye kazandırılması, ikinci hedef ise bir an önce Yunanca’ya tercüme edilip istifadeye sunulması olmalıdır. Bu kitap son dönemlerde şer’i hükümler ve islam aile hukuku ile ilgili tartışmalara da önemli derecede ışık tutacaktır.

Müftü efendinin özellikle bu kitabı kaleme alarak yapmış olduğu hizmetten ötürü ruhu şad olsun. Kendisinin yazmış olduğu kitapta bizzat kaleme aldığı önsözünü olduğu gibi yayınlayarak siz okuyucularımıza sunuyoruz.

MUKADDİME
Yunanistan’da Batı Trakya’da yaşayan biz Müslümanların dinî umurunu tedvîre memur Müftülerin uhdelerine tevdi’ olunan vezaifi ne türlü ve hangi kanun ile îfa edeceklerini bin dokuz yüz yirmi senesinde vazi-i kanun tarafından vazolunan 2345 numaralı Müftüler Kanunu’nun onuncu maddesinde tasrih olunmuştur.
Buna binaen vazifedar Müftüler, tarih-i mezkürden bu âna değin Mahkeme-i Şerîlerde bu kanunun bahş etmiş olduğu salâhiyetleri dahilinde, Müslümanlar arasında vuku’ bulan davaları hall-ü fasl edip karar vermektedirler. Ve bu verilen kararlar Bidayet Mahkemesi Riyaseti tarafından tasdik olunduktan sonra kesb-ü katiyet etmektedir.
İşte bu davaların gerek Mahkeme-i Şeriyelerde rüyetü zamanında ve gerekse verilen kararların infazı maksadıyla diğer Mahkeme-i adliyede vuku’ bulan davalarda, tarafların hukukunu mudafaa hususunda, dava vekillerinin İslâm Hukukuna adem-i vukûflarından dolayı bir takım müşkil’at ile karşılaştıkları bedîhidir.
Bunu nazar-ı itibara alarak, hukukçularımız, salahiyetimiz dahilindeki ahvâl-i şahsiyeye müteallik hususlarda “Ahkâm-ı Şeriye”den bir parça malumat vermek ve eshâb-ı masâlihin dahi hukukunu vikaye gayesine mebni avn-i Hak ile 2345 numaralı Müftüler Kanunu’nun onuncu maddesinin birinci fıkrasında, Müslümanlar arasında vuku’ bulan NİKAH, TALÂK, NAFAKA, VASAYET, VİLÂYET, SAGÎR-İ MÜMEYYİZ ve MİRAS gibi mesail ve daâvadan maadâ HİBE ve MAHAKİM-İ ŞERİYELERDE CEREYAN EDEN MUHAKAMELER ve bu muhakemelerin neticesinde ESBÂB-I HUKÜM’den –mücmel dahi olsa- bir malumat vermeye çalıştım. Ve beyan eylemiş olduğum mesail, ahvâl-i şahsiyeye müteallik olmakla eserimin içerisinde mevcud bütün mesâil-i şeriye, kütüb-ü mu’teberat ve fetâvadan istinbat olunarak, ahkâm-ı şeriyyeye istinaden, İslam Hukukuna uygun bir şekilde Müslüman kardeşlerime ve gerekse hukukçularımıza bir hizmet-i nacizanem olarak işbu eserimi kaleme almış bulunuyorum. Maksadım ancak rizay-i Bâri’yi tahsildir.
Yalnız, ehl-i irfanın bu eser-i nacizemde hasbel-beşer bir sehiv ve hata sadır olmuş ise, lütfen “l-İnsanü mahallün nisyân” olduğunu derhatır eylemelerini rica ederim.
Ve minellahit Tevfîk

Gümülcine Müftüsü
Hacı Hafız Mustafa ibn-i Hacı Hafız Hüseyin
3 Mayıs 1972

0 yorum: