bahar, yağmur ve özlem... (birkaç söz de benden)


Azınlıkça
Sayı:42
Aralık 2008

Hakan Mümin
hakmumin@yahoo.gr


Makaleyi Azınlıkça'da yayımlanan şekliyle PDF olarak okumak için TUŞLAYINIZ

Bahar yağmur ve özlem; Mustafa Çolak’ın ikinci şiir kitabı bu.
Çok genç yaşta şiire merak sarmış, şair olma yolunda sağlam adımlarla ilerleyen bu genç kardeşimizi alnından öpmek hepimizin boyun borcu olsa gerek. Kaç tane “Mustafa Çolak” var bu toplumda veya kaç tane gencimiz var Mustafa gibi?.. Bir ya da iki… O kadar.

Mustafa Çolak Boğaziçi, ODTÜ, Hacettepe, Dimokritos ya da Atina Üniversitesi’nden çıkma değil. O, birçoğumuzun kapısından bile girmekte zorluk çektiğimiz “hayat üniversitesi”nde halen öğrenci. Yaşıtları avare avare gezerken, Mustafa çantasında kitaplarla dolaşıyor, her fırsatta onları okuyor. Elifbayı değil tabii, Nazım’ı, Atilla İlhan’ı okuyor ve dizelerde Türkçe’yi öğreniyor. Hem de Türkçe’nin en alasını. Şiirlerindeki “Türkçe” bu yüzden bu kadar sağlam ve düzgün. Öyle ki; birçok mektep görmüş azınlık aydını, özellikle de azınlık gazetecileri bizim bu kızanımızı Türkçe konusunda dikkate almalı.

Mustafa Çolak toplumuzda yetişen birçok saksı çiçeklerine inat, kendisini “kaktüs” çiçeği olarak gören bir insan; hem de en dikenlisinden. Kendisi kadar şiirleri de dikenli. “Gülü seven dikenine katlanır” demiş birileri, sizler de Mustafa’ya “katlanmak” zorundasınız. O, şiirlerinde herkese inat, haksızlıklara, “klikalara”, yobazlığa karşı dimdik ayakta durmaya çalışan genç bir kardeşimiz. Onun gözünde, ileriye atılan her adım, insanlığa yapılan her olumlu yatırım “devrim” niteliğindedir. Devrim onun felsefesinde var; kanında var. O eski insancıl yürek günümüzde kaybolmuş gözükse de Mustafa’nın şiirlerinde saklı.

Mustafa, 21 yaşında genç, aynı zamanda da “delikanlı” biri ve “delikanlı”lığın getirmiş olduğu enerjiyi hamur yaptığını görüyoruz şiirlerine. Hamurun mayası da sağlam, hani. Öyle hafife alınacak konulara değinmemiş. Genelde, dik başlılığı ön planda. Haykırışı, esas olan. Bu genç yaşta bu cesaret, gerçekten takdir ister.

Mustafa Çolak için şiir yazmak dizelerde devrim yaratmak gibi bir şey ve her yazdığı şiir bir önceki devrimin kavgacısı oluverir. O çevresiyle yani bizlerle kavga etmeden yapamaz. Mustafa’yı anlamak lazım burada. Onun kavgası mahalledeki iki çocuğun kavga etmesine benzemez. Onun kavgası güzelliği bulma kavgasıdır. Ezenlere baş kaldırmak, ezilenleri uyandırmak onun için önemli bir görev.

Şimdi düne dönelim biraz, Mustafa Çolak ilk şiir kitabını 2005’te yayınladı, “Mülteci İsteklerim Var” adı altında. O günden bu güne kadar Mustafa’nın şiir anlayışında ya da şiir yazışında neler olmuş. Bu çok önemli. İlk kitabının tanıtımında da yine ben vardım. O zamanki şiirleri şimdi bana biraz çocuksu geliyor. Şimdi bu kitaptaki şiirler çok daha dolgun, sanki dizeler daha tok. Verilen mesajlar daha güçlü, anlatım çok sağlam. Karşımızda sanki küçük bir Atilla İlhan görüyoruz. Atilla’nın etkisi sürmüş dizeleri.

Mustafa Çolak’ın şiirlerini okurken, teknik acıdan da incelemeye çalıştım. Ancak şiirlerin teknik yönünü incelemek için acele etmemek gerek, insanın zamanı olması lazım. Kitap elime bir hafta önce ulaştı ve demek istiyorum ki, şiirleri teknik yönden incelemeye fazla zamanım olmadı. Yalnız birkaç not aldım, o kadar. Bu notlarımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Mustafa bu şiir kitabındaki şiirlerini genelde dörtlükler üzerine kurmuş. Dizeler serbest yazılmış, hece vezni gibi teknikleri yırtıp atmış, iyi de yapmış. Zaman zaman kafiyeli dizeler yapmaya çalışmış ama bu konuda pek başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü dize sonlarındaki ses benzerlikleri daha çok kafiyeyi değil de redifi andırıyor. Ses benzerlikleri kişi ekleriyle, hal ekleriyle ve isim tamlamalarının sonundaki iyelik ekleriyle yapılmış.
Dizeler arasında uyum konusuna değinecek olursam ilk bakışta her hangi bir kopukluk söz konusu değil. Anlatılmak istenenler ya da verilen mesajlar gayet net ve temiz.

Sonuç olarak Mustafa’nın şiirlerini ben beğendim. Umarım siz de beğenirsiniz. Mustafa kardeşimi bu genç yaşta böylesine doyurucu şiirler yazdığından dolayı kutlarım. Batı Trakya Türk Edebiyatına güzel bir kitap kazandırmış olduğu için de gözlerinden öperim. Devamı da gelsin dileğiyle beni dinlediğiniz için siz sanata gönül vermiş insanlara da ayrı ayrı teşekkür ederim.

0 yorum: