Azınlık olmanın dezavantajı saymakla bitmez ama kimi zaman faydası da olur. Daha baştan azınlık olduğu için hayat maratonuna dezavantajlı başlayanlar, çoğunlukla eşit duruma gelebilmek için özel ayrıcalık isterler çoğu zaman. İşte o pozitif hak devletler tarafından tanındığında, azınlık olmanın getirdiği bu artı nimetten yararlanılır. Pozitif hak deyince sakın azınlıklara hak etmedikleri bir ayrıcalık tanındığını sanmayın sakın. Çoğunluktan farklı oldukları için daha baştan kaybettikleri mesafeyi eşitleme gayesidir bu haklar, sadece o kadar. Mesela 1995 yılında Yunanistan’da çıkarılan %0,5’lik kontenjan kanunu bunlardan biridir.
Dönemin hükümeti, 1995 yılında çıkarılan 2341 sayılı kanun çerçevesinde üniversite imtihanlarında Batı-trakyalı azınlık öğrencilerine %0,5’lik bir kontenjan ayırmış, böylece azınlık öğrencileri Yunan üniversitelerinde eğitim görme imkânına kavuşmuştu. Daha önceleri liseyi bitiren gençler Türkiye’ye gidiyordu, YÖS imtihanına girip kolay bir şekilde istedikleri fakülteyi kazanıyorlardı. 1995 yılında çıkarılan yasa Yunan üniversitelerinin de kapısını açınca azınlık öğrencileri Yunanistan’ın dört bir yanına dağıldı, üniversitelerde eğitim almak için yollara düştüler.
Yunanca eğitim aldıkları taktirde daha kolay iş bulacaklarını, çoğunlukla daha kolay rekabet edebileceklerini hesaplayan azınlık gençleri Türkiye’den ziyâde Yunanistan’ı tercih etmişlerdi. İlk olarak 1996 yılında 67 azınlık öğrencisi Yunan üniversitelerinde eğitimlerine başladı. 1997 yılında Yunan üniversitelerine kaydolanların sayısı 110 öğrenciydi, 2007 yılında ise bu rakam 345 öğrenciye ulaşmıştı.
Aradan geçen 10 yıl boyunca toplam 2.311 Batıtrakyalı azınlık öğrencisi Yunan üniversitelerine kayıt yaptırdı. Bunlardan kaç tanesi mezun oldu bilmiyoruz. Fakat çoğunun 4 senede eğitimlerini tamamlayamadıkları da bir gerçek.
1996-97 ders yılından bu yana Yunan üniversitelerinde okuyan bu gençler azınlığın yeni neslini oluşturuyor. Latif Yunancaları ve kendilerine duydukları özgüven hemen belli oluyor. Üstelik bu gençler anadilini de unutmuyorlar, kendi aralarında organize olup dergi çıkarıyor, internette açtıkları “Öğrencialemi” adlı web sitesinde sorunlarını tartışıyorlar.
Atina’da, Selanik’te, Kavala’da, Lamia’da, Larisa’da, Patra’da, Volos’ta okuyan bu Batıtrakyalı gençler hem çoğunluk hem de azınlık toplumuna faydalı olmak için uğraşıyorlar. Patra’da Eczacılık okuyan Erdem Hüseyin, yine Patra’da Pedagoji okuyan Rıdvan Köse Memet, bilgisayar mühendisliğinden Burhan Molla Şakiroğlu, Ekonomi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde okuyan Taner Ömer Kehaya, Seres’de Topografi bölümünde okuyan Erdal Hüseyin ve nicesi geleceğe yön vermek için okuyor.
Belli bir yaşa ve meslekî açıdan yeterli kıvama gelmelerini dört gözle bekliyoruz onların. Yunanistan’ın en uzman kalp doktorunun, en meşhur avukatının veya saygın bir köşe yazarının gelecekte Mehmet veya Mustafa olduğunu görmek ilginç olabilir. Fakat bunun için azınlıklar sadece anadillerini değil, yurttaşı oldukları ülkenin dilini de mükemmel derecede bilmek zorundalar. Batı Trakya’da biz bunun önemini yeni farkediyoruz.
*
2341/1995 sayılı kanun çerçevesinde %0,5’lik kontenjan oranından yararlanarak Yunan üniversitelerinde okuyan Batıtrakyalı öğrencilerin yıllara göre sayısını gösteren tablo
1996 yılında 67 öğrenci
1997 yılında 110 öğrenci
1998 yılında 109 öğrenci
1999 yılında 112 öğrenci
2000 yılında 70 öğrenci
2001 yılında 147 öğrenci
2002 yılında 176 öğrenci
2003 yılında 186 öğrenci
2004 yılında 249 öğrenci
2005 yılında 315 öğrenci
2006 yılında 425 öğrenci
2007 yılında 345 öğrenci
TOPLAM 2.311 öğrenci
0 yorum:
Yorum Gönder