Islık çalsam şiir olur mu!


Azınlıkça Dergisi

Sayı:39
Ağustos 2008


Editör

Yahya Kemal yeni şairlerden biriyle konuşurken:
-Sizin şiirlerinizi okurken hayret ediyorum, demiş. O kadar şaşırtıcı ki!..
Şair sormuş:
-Nasıl yazıyorum diye mi şaşırıyorsunuz üstadım?
-Hayır demiş! Neden yazıyorsunuz diye şaşırıyorum…
*
Biliyor musunuz, gün gelecek edebiyatımız bir edebiyat tarihçisi tarafından incelenecektir elbette. Yapılan incelemelerde de en başta kullanılacak kaynak Batı Trakya’da yayınlanan gazeteler, dergiler ve bazı seçkiler olacaktır. O gün, bugünün dergi ve gazetelerinde yayımlanan şiirler, hikâyeler, denemeler taranacaktır. Azınlığın edebiyat alanındaki gelişimi incelenecek, edebiyatın bütün türleri için en uygun örnekler seçilecek ve Batı Trakya adına kayda geçirilecektir. O halde hem edebiyatçılar hem de edebiyat alanında yayımlayacakları eserlerde yayın organları seçici olmalıdırlar. Batı Trakya edebiyatının tarihsel çizgisi içerisinde maskara olarak yer almamak lazım son tahlilde. 
*
Özellikle şiir dalında dikkatli olması gerekir yayımcının. Çünkü azınlık basınında kullanılan en yoğun edebiyat türü şiirdir. Eline kalemi alan kendini şair sansa da, yayımcı eserin edebî açıdan yayımlanabilecek seviyede olup olmadığını tartmakla yükümlüdür. Bu sansür değildir. Edebiyatımızın seviyesini, hatta namusunu ve de en önemlisi gazetesinin saygınlığını muhafaza etme olarak algılamalıdır yayımcı bu kuralı. 
Ayrıca toplumun eğitim seviyesi yetersizse düzgün yazı yazmaya, o halde yayımcı başta imlâ olmak üzere yardımcı olmalıdır yazara. O yazar ki ister siyasî makale yazsın, ister hikâye, isterse de şiir, neticede Türkçe’nin veya Yunanca’nın temiz kullanılmasında hepsi aynı hassasiyeti gerektirir. Hele hele yayımlanan şey sözde “şiir” ise, pespaye bir paçavrayı şiir diye yayımlamamalıdır gazetesinde. Çünkü şiir kuralsız yazılmış olsa dahi duygu ister, zekâ ister, yürek ister, bilgi ister ve şiir yazan kırkını aşmış bir üniversite mezunuysa seviye ister elbette. 
Şimdilerde yerlerde sürünen edebiyatımızı yürüteceksek eğer, hatta koşturacaksak el ele. Hoşgörülü olmakla birlikte, yazmaya gönül vermişlerimizi zorlamalıyız bilgece yazsınlar diye. Kırk gün düşünsünler, kır kez düzeltsinler öyle yayımlayalım şiirlerini. Laf çaktırmalar, göz kırpmalar, taş atmalar, bıyık altından gülmeler, yalandan eşek olmalar bile şiirle dile getirilecekse eğer, bu şiir renksiz, kokusuz ve evet ilkel olmamalıdır; bugün gözardı ettiğimiz bu ilkellik, o gün edebiyat tarihçileri tarafından incelendiğinde utanmak istemiyorsak… 

0 yorum: