Türkçe’ye duyulan ilgi


Azınlıkça
Sayı 27
Şubat 2007
Aydın Bostancı

Son yıllarda Türkçeye karşı Yunanistan genelinde yoğun bir ilgi ve talep söz konusu. Artık ülkemizde Türkçe öğrenmek popüler oldu desek mübalağa olmaz sanırım. Bu yakın ilginin sebeplerinin iyi ve sağlıklı bir şekilde analizinin yapılması lazım. Tabi azınlık paranoyası bir tarafa bırakılarak. Çünkü her ne konuda olursa olsun paranoya çalıştırıldığında sağlıklı bir sonuca varmak mümkün değil.
Türk-yunan ilişkilerinin iyileşmesinin sonuçları, iki milletin diline de yansıdı. Bu yönde son yıllarda gözlemlenen gelişmeler en azından bunu göstermekte. Türkiye de yunanca öğrenmeye karşı duyulan ilgi ne boyutta tam olarak bilmiyorum fakat Yunanistan'da Türkçe öğrenme hevesi özellikle son dönemlerde çok yaygın. Ülkemizin bazı üniversitelerinde Türk Dili ve Edebiyatı bölümleri kuruldu. Gerçi başta Atina ve Selanik olmak üzere, Girit ve Kıbrıs adalarındaki bazı üniversite bölümlerinde Türk Dili ve Edebiyatı derslerinin okutulduğu biliniyordu. Fakat son yıllarda Atina Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı gibi bazı yeni bölümlerin kurulması son yıllarda Türk dili ve edebiyatına duyulan yakın ilginin bir göstergesi. Geçtiğimiz yıl ise Eğitim Bakanlığının devlet okullarında Türkçenin seçmeli ders olarak okutulması kararı Türkçe konusunda azınlık içi ve azınlık dışı farklı tartışmalara yol açtı. Fakat bütün bunların yanı sıra özellikle batı Trakya'da yaşayan yunanlı aydın kesimden Türkçe öğrenme konusunda ciddi yaklaşımlar var.
Müslüman Çocuklarının Eğitimini Destekleme Programı çerçevesinde bu yıl yunanlı öğretmenlere yönelik başta Gümülcine olmak üzere İskeçe ve Dedeağaçta Türkçe dil dersleri ve seminerler yapılmaya başlandı. Program yetkilileri tarafından yapılan basın açıklamasında söz konusu derslerin amacının öğretmenlere Türk dilini öğretmek, seminerlerin amacının ise öğretmenlerin, ana dili Türkçe olan ve iyi yunanca bilmeyen azınlık öğrencileriyle yaşadıkları iletişim zorluklarına çözümler önermek olduğu belirtildi. Türkçe derslerini batı Trakya çapında toplam 12 ayrı sınıf ve 300 ün üzerinde öğretmen takip ediyor. Küçümsenecek bir rakam değil bu. Programın Türkçe Dil Dersleri ve Seminerleri sorumlusu sn. Herkül Millas bana bu kadar büyük sayıda başvuruyu beklemediklerini ve dolayısıyla öğretmenlerin bu yoğun ilgisi karşısında hayret ettiğini söylemişti. Türkçe dersleri verecek öğretmenleri bulma konusunda biraz sıkıntı yaşandığını söyleyebilirim. Azınlığımız da maalesef çoğu alanda olduğu gibi öğretmen alanında da büyük açık var. Azınlığın eğitim sorunları hep konuşulup tartışılıyor fakat buna karşın eğitmen kadrosu halen çok düşük. Bu konuda dergimiz yazarlarından sn. Hakan Mümin geçen ay azınlıkça da yayımladığı “eğitim ve öğretmen” adlı yazısında konuya ilişkin çok güzel bir analiz yapmış, görüşlerine tamamen katılıyorum.
Böylece program çerçevesinde öğretmenlerin katıldığı Türkçe dil dersleri ve seminerler başladı. Gümülcinede öğretmenlere Türkçe dersi verenlerden biri de benim. Öncelikle Türkçe öğrenmeye gelenlerin sınıfta göstermiş oldukları performansı ve öğrenme heveslerini takdir ettiğimi sizlere söylemem gerek. Dersleri takip eden öğretmenler anaokul, ilkokul, ortaokul ve lise gibi farklı okullarda görev yapıyorlar ve bir çoğu okuldan çıkıp doğrudan derse geldiklerini söylüyorlar. Sınıfta gösterdikleri üstün performans ve öğrenme hevesleri de takdir edilecek seviyede. Keşke bizim azınlığımızda ki öğretmenlerimizin de yunanca öğrenmeğe yönelik benzer bir öğrenme hevesleri ve merakları olsaydı... ama yok bırakın öğrenme hevesini günlük yunanca gazete alanı bile çok nadir bulunur. Öte yandan herhangi yunan kanallarından bir haber takip etme olasılığı da düşük. Sonra azınlığımız bir yunanlıdan çok daha iyi yunanca konuşmalıymış? Peki bu nasıl olacak? Hadi diyelim öğrenme hevesi merakla olur, gazete okumak ise alışkanlık ile alakalı ama hiç olmazsa evde televizyonda herhangi bir yunan kanalından bir haber bülteninin izlenmesi de mi zor? Fakat bu bile ihmal ediliyor ve yapılmıyor. Sonra azınlığın Yunancasının zayıflığından dem vuruluyor. Problemlerin tek kaynağı olarak azınlığın sorunlu eğitim sistemini göstermek yanlış olur. İnsanın günlük hayatta da eğitim ve öğretim dışı yapabileceği şeyler var ve yapılması zor olmayan şeyler bunlar. Ama yapılıyor mu? Herkes kendisine bir sorsun. Bundan dolayıda yunanlı öğretmenlerin yoğun olmalarına rağmen Türkçe öğrenmede gösterdikleri üstün performansı ve öğrenme meraklarını takdir etmek gerekir. Hani hani bizim öğretmenlerimizde de ve azınlığımızda da aynı merak ve heves yunanca öğrenmeğe karşı olsaydı da, azınlık öğretmenlerimiz ve azınlık insanımız, anadili yunanca olan bir yunanlıdan daha iyi yunanca konuşabilseydi. Olayları karamsar açıdan değerlendirme gibi bir amacım yok ama azınlığın durumu ortada. Bir ülkenin vatandaşı olduğu halde bırakın o ülkenin dilini iyi bilmeyi pazarda çarşıda halini anlatmakta bile güçlük çeken bir azınlığız. Geçmiş yıllarda azınlığımızda yaşanan çeşitli zorlukların etkisi ve doğurduğu sonuçlar günümüzde ki bu duruma sebep gösterilebilir ve geçmiş yılların değerlendirmesi de farklı açıdan yapılabilir. Fakat artık günümüzde yunanca öğrenmek için sağlanan imkanlar çok fazla. Azınlığımızın özellikle genç nesli bu eksikliğini kapatmak zorunda. Çoğunluktan olan öğretmenler takdir edilecek şekilde Türkçe öğrenirken azınlık olan bizim öğretmenlerimiz ve insanımızın yunanca öğrenmede çok zayıf bir durumda kalması ancak bu azınlığın zararınadır. Gençlerimiz vakit geçirdikleri kahvehanelerde biraz olsun yunanca kanalları da izlemeliler. Politik ve siyasi içerikli haberlerden hoşlanmıyor veya ilgi alanlarına girmiyorsa yunanca olarak spor haberlerini takip etsinler. Çünkü dil bu, kulaktan duyma bile olsa insana bir yere kadar yardımcı oluyor.
Azılığımız da bir sürü politik, bilimsel ve kültürel etkinlikler düzenleniyor. Yunanca olarak düzenlenen benzeri etkinliklerin hiç birinde azınlık gazetecilerinden siyasetçilerine kadar bir sürü katılımcı olmasına rağmen hiç biri cesaret edip te söz alamıyor. Söz alan kişiler ise senelerden bu yana aynı kişiler, onlar da zaten bir elin parmaklarıyla sayılı. Peki nerede bizim yüzlerce üniversite mezunu dediğimiz azınlık gençleri? Yoksa belirtecek görüşleri mi yok? Var, var olmasına ama bunu hangi dille yapacaklar? Bu eleştirdiğim üniversite mezunu gençlerin arasına ben de dahilim. Onun için Yunancayı iyi öğrenmeden üniversite mezunu olup yüksek lisansınızı bile tamamlamış olsanız azınlık içerisinde Yunancanız zayıfsa pasif kalacaksınız demektir.
Yunan öğretmenlerin Türkçe öğrenme merakı gibi bizde de inşallah Yunanca öğrenme merakı hasıl olur, ne diyelim...

Azınlıkça
Sayı 27 Şubat 2007
Aydın Bostancı

0 yorum: