Avrupalılık ve Azınlık


Azınlıkça 43
Ocak 09

Samim Akgönül
akgonul@umb.u-stasburg.fr

İlginç bir durumu dikkatinize sunmak istiyorum. Türk kamuoyunda Avrupa ile ilgili herşeye karşı son derece keskin bir tepki olduğu bir gerçek. Gerek ulusal basında gerekse azınlık basınında Avrupa konusu açıldığında son derece sert yorumlar yapılmakta, Avrupalıların “bizden” farklı oldukları, “bizim” kötülüğümüzü istedikleri, “bizi” dışladıkları, Sevr planlarını gündeme getirdikleri, zaten Türkleri hiç sevmedikleri tekrar tekrar dile getirilmekte. Ancak Türklük kimliğinin tanıtımı yapıldığında, hiçbir Türk’ün “Avrupalı” olduğuna dair bir şüphe kalmıyor, AB’ye giriş sürecinde kullanılan söylemlerde Türkler’in Avrupalı oldukları ve bu üyeliği hak ettikleri ısrarla yineleniyor. Elbette burada bir çeliski görmek mümkün, içe doğru kullanılan söylemlerde “ötekilik” ağır basarken, dışa yönelik söylemlerde “aynılıktan” dem vurulmakta. Ancak son tahlilde Avrupalılığın bir elli yıl önceki pozitif imajının zayıfladığını söyleyebiliriz.

Konunun incelenmesi Batı Trakya Türk Azınlığı söz konusu olunca daha da ilginçleşiyor. Azınlıktaki gruplar kendi var oluşlarının devamını sağlamak için çoğunluk kimliğine karşı keskin bir söylem geliştirirler, bu doğrudur. Aynı gruplar, azınlık var oluşunun doğasından dolayı, çoğunlukla farklarının altını çizer, benzer yanları sümen altı ederler, bu da normaldir. Ancak Azınlık söyleminde aynı Türkiye’de varolan Avupa karşıtlığı karakterini anlamak da, o kadar kolay değildir. Sonuçta Batı Trakya Türk Azınlığı’na mensup bireyler hem coğrafî, hem hukukî hem de kimliksel olarak en az diğer Avrupalılar kadar Avrupalıdırlar. Dolayısıyla Avrupa değerlerinin inşâsına katkıda bulundukları için gururlanabilirler ve Avrupa’da kötü giden şeylerin sorumluluğunu diğer Avrupalılar’la paylaşmaktadırlar. Belçika’daki Alman azınlıkla İspanya’daki Basklar nasıl aynı derecede Avrupalıysa, Yunanistan’daki Türk azınlıkla Fransa’daki Korsikali azınlık aynı derece Avrupalıdır.

Ortak olarak gurur duyacak sey çoktur. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Şözleşmesi, Avrupa’nın ortak gururudur. O kadar eskiye gitmeye gerek yok, “Ulusal Azınlıkların Korunması Çerçeve Sözleşmesi” Avrupa’nın ortak gururudur. Yunanistan 1997’de imzalayıp hâlâ onaylamamış olsa da, Türkiye ne imzalamış ne de onaylamış olsa da, ortak gururdur. Azınlığın bu sözleşmeye hem kurumsal olarak hem de bireysel olarak sarılması gerekir.

Azınlık ve Bölgesel Diller Şartı, Avrupa’nın ortak gururudur. Evet doğrudur bu Şartı ne Türkiye ne de Yunanistan imzalamamıştır. Ancak Avrupalılık, birey olmakla eşdeğerdir, yani devlet politiklalarından bağımsız olarak bir düşünceye sahip olmak, değerleri savunmak, hür olmakla.

Ama hepimiz, azınlık ya da çoğunluk, Avrupa’nın utançlarına da ortağız. Avrupa’nın birçok ülkesinde Romlara uygulanan insanlık ve Avrupalılık dışı politikalar ortak utancımızdır. Fransa’da “yasadışı” göçmenlerin her sene otuz binerlik gruplar halinde sınırdışı edilmeleri ortak utancımızdır; eski ve yeni azınlıklara yapılan ayrımcılıklar, aşağılamalar ortak utancımızdır. Ortadoğu’da yaşanan insanlık dramı karşısında eli kolu bağlı kalmak ortak utancımızdır. Ama bu dramı bahane edip Avrupalı Yahudi bireylere karşı geliştirilen ırkçı söylem ve fiziksel saldırılar da ortak utancımızdır. Avrupalılık iki durumda da sorumluluğu kabul edip, daha iyiye, daha aydınlığa gitmek olarak görülmelidir.

0 yorum: