Kaz kazla, daz dazla, kel tavuk kel horozla.

Azınlıkça
Sayı:33
Eylül 2007
Editörce

Genel seçimler geldi geçti; ardında bir dizi beklenmedik sarsıntıları beraberinde getirerek.
Eski Eğitim Bakanı Yannaku’nun milletvekili bile seçilememesi beklenmedik sarsıntılardan biri oldu. Doğrusu ND hükümetinin hazırlattığı yeni tarih kitabına radikal kesimden tepki bekleniyordu, fakat bu cesur adımın Bakan Yannaku’yu milletvekiliği koltuğundan bile edeceği beklenmiyordu. Yeni Eğitim Bakanı Stilyanidis, bu beklenmedik sarsıntının üzerine devraldığı Bakanlıkta ilk iş olarak kitabı rafa kaldırdı, artçı sarsıntıların bakanlığı süresince devam etmesini engelleyerek.
Beklenmedik sarsıntıların bir diğeri de seçim sürecinde ve sonrasında Pasok’taki kan kaybının devam etmesidir. Yangınlar karşısında çaresiz kalmış hükümet bile kâr etmedi Pasok partisine. Seçim defterini beklenmedik sarsıntıyla kapatan Pasok, genel başkanlık seçimi ve partinin dağılma sürecine kadar gidebilecek sarsıntılarla uğraşmaya devam ediyor. Genel seçimler değil ama Pasok’taki iç sarsıntılar, Sinaspismos ve KKE’nin sönüklüğü, Yunanistan siyasetinde ND’nin muhalefetsiz iktidar konumunu güçlendiriyor.
İskeçe ilinde seçim süresince yapılan konuşmalarda, “Türk olsun da çamurdan olsun!” “Gâvura oy verenin Müslümanlığı şüpheye girer.”, “Gâvura oy vereni kahvehânelere sokmayalım” gibi uçuk kaçık söylemler, bir başka “beklenmedik” sarsıntı olsa gerek. Sarsıntının artçıları bir süredir devam ediyor, Çoğunluğu Azınlığa karşı kışkırtarak. Kimileri sarsıntılar karşısında gâvur kelimesinin kötü anlamda değil de, iyi anlamda kullanıldığını, TDK’ nın sözlüğünde ne kadar veciz anlamlara geldiğini göstererek açıklamaya çalışıyorlar. Doğrusu kendi müftüsüne fil diyebilecek veya kendi imam hatipli arkadaşlarını hayvan adlarıyla çağırabilecek ölçüde ilkel olan kişilerin, “gâvur” kelimesinin hakaret anlamı içermediğini söylemeleri anlaşılabilir bir durum. Yalnız Çoğunluğun da bu gereksiz ilkelliği ne derece hakaret sayıp saymadığını ancak önümüzdeki genel seçimlerde göreceğiz.
Türkiye’de son dönemlerde PKK terörü ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Buna ABD’de oylanan Ermeni tasarısı da eklenince Türk dış politikasını baştan sona değiştirebilecek ölçüde önemli gelişmelerin yaşandığı gözlemi yapılabilir. Türkiye Başbakanı dedi diye değil, gerçekten Türkiye, hassas olduğu bu iki sorun karşısında her ne pahasına olursa olsun müttefik olduğu AB ve ABD ile bile ipleri koparabilir.