... ve hâneye döndük

Azınlıkça
Ekim 2006
Sayı 23
Editör


Yeniden karşınızdayız
Zaman akıp gidiyor işte. Azınlıkça olarak en son Mayıs ayında siz okurların önüne çıkmışız. Ve aradan geçen bunca ay…
Nedenleri bir yana, arada bir kopuş oldu, kabullenmek lâzım. Azınlıkça okuru bir açıklama bile okumadan dergisinin sustuğunu gördü.
Baştan söyleyelim: Bu suskunlukla en büyük saygısızlık sadece okura değil, yazara da yapıldı. Derginin yayınını durduracağından sadece okur değil, yazar da habersizdi.
Tepeden bakmaya, sorumluluğu üzerimden atmaya gerek yok: Okurunu bilgilendirmemiş, yazarını haberdar etmemiş bir editör var ortada. Derginin sadık dostu olan okuruna zamanında açıklama yapamamış bir editör var ortada… Gerçi editörün bu hareketsizliği taş yürekli oluşundan değildi. İktisadî hataların dergiyi bir anda mahkûm edeceğini hesaplayamamıştı, tıpkı dergideki diğer arkadaşlar gibi.
***
Elinizdeki sayıdan itibaren, temeli aynı olmakla beraber Azınlıkça’nın yeni bir şekle büründüğünü söyleyebiliriz. Bu yeni şeklin en belirgin özelliği uluslararası olma hedefinden istemeyerek de olsa geri adım atmış olmasıdır. Bu değişikliği tayin eden iktisadî yanılgıların tekrarlanmaması amacıyla derginin mizanpajında, sayfa sayısında ve baskı kalitesinde radikal kısıtlamalara gidildiğini derginin yeni şekli anlatıyordur zaten. Bununla beraber, o geniş ufuklu Azınlıkça’yı bulabilecek miyiz acaba?
Ana fikir olarak “evet” desek de, geniş bir yelpazeyle nişanlanmış Azınlıkça’nın şu anki sayfa yetersizliği ilk planda buna olanak sağlamayacak gibi gözüküyor. Daha çok Batı Trakya Türk Azınlığına, tekdilliliğe, kendi iç sorunlarımıza odaklanmak zorundayız.
***
Kimileri için tek avutucu, tek ışık, tek ümitti Azınlıkça. Azınlık basınının hercai olmayan basın organı yaralandığında en çok onlar üzüldüler. Güç dengelerinin kirli ellerinin mıncıklayamadığı Azınlıkça’nın susmasıyla en çok onlar suskunlaştılar…
Kimileriyse Yayın Danışmanımıza beslenen büyük hayranlık sonucu heyecanlı söylemlerle dillendirdiler hissiyatlarını. Neden çıkmıyor diye zihinleri kurcalayan soru kurtçukları maddî sıkıntı cevaplarını beğenmedi. Daha farklı cevaplar arayıp durdu.
*
İnsan kendi eserini kendi dışında, kendinden üstün bir gerçek sanabilir mi? Kolektif bir eserse elbette. Azınlıkça, kolektif bir çalışmanın ürünüydü. Salt bir kişinin emeği ile asla hazırlanmadı. Dergi yönetiminin aralarında paylaştığı görev alanları, yazarların harekete gönüllü katılımları, kolektif çalışmanın en güzel örneğiydi. Yeniden okurun karşısına çıkan, sahnede yerini alan Azılıkça aynı kolektif çalışma çerçevesinde yoluna devam edecek, birkaç değişiklikle.
Meselâ, bu sayımızdan itibaren dergi yönetiminde yeni düzenlemelere gidildi. Dergimizin sahipliğine yazarlarımızdan Evren Dede getirildi. Bu hususta belirtmek gerekir ki, derginin sahipliğini üstlenme bir görevden ibarettir. Kısaca bu görev geniş bir idare cihazının içindeki bir çarktır. Bu vesileyle görevini yerine getiren Lütfü Mümünçe’ye de teşekkürlerimizi sunarız.
Dergideki bir başka önemli değişiklik de, Gümülcine bürosunun kapanmasıdır. Elbette büro Azınlıkça için çok önemliydi. Fakat bütçe sorunu karşısında ister istemez henüz tespit edilmemiş bir bahara kadar büroyu kapatmak zorunda kaldık.
Dergi bünyesinde bir başka değişiklik de azınlık yazar kadrosunda yaşandı. Bu sayımızdan itibaren bazı azınlık yazarları artık aramızda yer almayacak.
Derginin abonelik ve tahsilat sistemi de değişikliklerden nasibini aldı. Yine bu sayıdan itibaren dergi satışı, abonelik ve tahsilat sıfırdan yapılandırılıyor. Eskiden beri abone olan ve dergiden alacaklı olan okurlar üzülmesin. Yeni sayılar kendilerine ulaştırılacak. Yalnız bugüne kadar dergiyi aktif satış şekliyle alan okurlarımıza üzülerek İskeçe bölgesinde aktif satış yapılmayacağını bildirmek zorundayız. Azınlıkça, bundan böyle İskeçe bölgesinde tıpkı Evros bölgesinde uygulandığı gibi abonelerine postayla gönderilecek. Gümülcine içerisinde ise elimizden geldiğince aktif satış yapmaya çalışacağız. Derginin dağıtımında yaşayacağımız sıkıntının farkındayız, biliyoruz. Fakat yavaş yavaş bütün sıkıntıları aşacağımızın, yavaş yavaş ilerleyeceğimizin inancını taşıyoruz. Asla yerimizde saymayı düşünmüyoruz. “Yerinde sayanlar, yürüyenlerden çok patırtı eder” demiş C. Şahabettin.
Bizim çok patırtı etmeye niyetimiz yok, yürümek dışında…
***

Azınlıkiçi gelişmeler
Azınlıkça’nın yayımlanamadığı süre zarfında kamuoyunu ilgilendiren pek çok gelişme yaşandı. Zamanında, konular tazeyken yorum yapamadığımızdan artık bütün gelişmeleri değerlendirmemiz söz konusu değil elbette. Fakat yeri geldikçe önemli gördüğümüz konular hakkında yorum yapacağız.
Bunlardan bir tanesi azınlık basını ile, dolayısıyla da bizle ilgili olan bir gelişme. Hatırlanacağı üzere bundan yaklaşık 2 ay öncesi azınlık basını ortak bir basın açıklaması yapmıştı. Açıklamanın altına imza atmamış tek basın organı ise sanıyoruz Azınlıça’ydı. Ne gariptir ki, azınlık basının ortak basın açıklaması hiçbir azınlık basın organında yazılmadı.İzahat yapması zor olsa da değinmekte yarar var, bu açıklamayı esasında destekledik. Altına imza atmamış olmamız dergi içi görev dağılımındaki aksaklıklardan, koordinasyon hatasından kaynaklanmıştır. Geçen sürede yayımlanamamış olmamızdan dolayı bugüne sarkan parafemizi şimdi atıyoruz.

Azınlıkça
Ekim 2006
Sayı 23
Editör

0 yorum: