Azınlıkça
Sayı 30
Mayıs 2007
Aydın Bostancı
Müslüman Çocukların Eğitimi Programı veya daha çok bilinen ismiyle Frangudaki Programı 10’uncu faaliyet yılını tamamladı. Bu nedenle 1-2 Haziran tarihlerinde Gümülcine valiliğinin toplantı salonunda 10 yıllık programın faaliyetlerini konu alan iki günlük bir konferans düzenlendi. Konferansa azınlık ve çoğunluktan çok sayıda kişi katılarak konuştu ve sunum yaptı.
Program yetkililerinin on yıllık faliyet değerlendirmelerine ve programın bu süre zarfında çalışmalarına bakıldığında, hakikaten küçümsenemeyecek derecede önemli çalışmalar yapılmış. Programın ilk faaliyete başladığı 1997 yılından itibaren günümüze dek, bu on yıllık süre zarfında program faaliyetleri sıralanacak olursa başta Yunancan’ın yabancı dil olarak öğretilmesi için geliştirilen 40 okul kitabının hazırlanması, ilkokul ve Ortaokul öğretmenlerine yönelik ek mesleki eğitim verilmesi, Gümülcine ve İskeçede PEM Destek Merkezlerinin Kurulması, genişletilmiş okul saatleri programı, ders kitapları ve eğitsel araçların hazırlanması, bilgisayar destekli Yunanca dersleri, yetişkinlere yönelik Yunanca dersleri ve Batı Trakya çapında çoğunluk öğretmenlerine yönelik Türkçe dil dersleri ve seminerleri, programın önemli çalışmaları arasında yer almakta. İşte bütün bu çalışmalar 1-2 Haziran tarihlerinde program yetkilileri tarafından düzenlenen bir konferansla tanıtıldı. Konferansı baştan sona izledim. Program sorumlularından Nelli Askouni, son on yılda azınlık eğitiminde önemli değişiklikler yaşandığını kaydederek, program çalışmaları hakkında bilgi verdi. Sn. Askouni programa başladıkları dönemde devlet anaokullarına giden azınlık çocuklarının sayısının yüz elliden bine ulaştığını en önemli değişimin ise ortaokula devam eden azınlık öğrencilerinin sayısında 15 yılda dört kat artmasıyla ortaöğretimde yaşandığını söyledi.
Programın bir diğer sorumlusu Alksandra Androusu ise, programa ilk başladıkları dönemde karşılaştıkları zorlukları dile getirerek, ilk başta programa karşı gelenlerin olduğunu fakat zamanla bu önyargıların ortadan kalktığını söyledi.
Azınlıktan söz alan bir çok konuşmacı ise Yunanca’yla birlikte azınlık eğitiminin Türkçe ayağının da iyileştirilmesi gerektiği yönünde vurgu yaptı. Konuşmacılardan İbram Onsunoğlu çok önemli bir noktaya vurgu yaparak azınlık eğitiminin gerek Türkçe gerekse Yunanca ayağı konusunda var olan önyargıların ortadan kalkmasıyla gelişme sağlanabileceğini söyledi. Onsunoğlu, “Bazılarının beyinlerinde asimilasyon planı olabilir fakat bayan Frangudaki’de kesinlikle yok” diyerek program hakkındaki asimilasyon tartışmalarına yönelik açık görüşünü ifade etti.
İbram Onsunoğlunun vurgu yaptığı önyargı meselesi esasında öyle yabana atılacak bir mesele değil. Mesela SÖPA’ın kapatılması ile ilgili bayan Frangudaki, “Bu cunta oluşumu okulun ortadan kalkması gerekir” derken bile, bazılarına göre samimi değildi. Bunun nedeni önyargıdan başka bir şey olamaz. Sanırım Onsunoğlu “Frangudaki’nin beyninde kesinlikle asimilasyon planı yok” derken buna vurgu yapmak istedi. Çünkü bugün bile hâlâ İngiltere’deki bir üniversitede “düşmanı eğitmek” başlığı adı altında verdiği bir sunumdan, Frangudaki’nin azınlık eğitimine bakış açısının ne olduğuna şüpheyle bakılabiliyorsa, ya biz etrafımızdaki insanları iyi tanımakta güçlük çekiyoruz, ya da diğerleri hiç düşünmeden böylesi büyük gaflar işleyebiliyorlar.
Program sorumlularından en son söz alan Thalia Dragona, bundan 10 yıl önce program çalışmalarına ilk başladıklarında arkadaşlarına dönüp, “Bakın, biz burada Atina’dan gelmiş Azınlık için birer yabancı, belki de bir tehdit, çoğunluk için de birer ‘ötekiyiz’. Ve bu programın bitiminde hiç kimseyi bir şekilde memnun etmiş olamayacağız.” demesi çok ilgi çekici ve gerçeği yansıtıcıydı. Fakat bütün bunlara rağmen program eksikleriyle, doğrularıyla azınlık çocuklarının eğitimine büyük ölçüde katkı sağladı.
Bundan dolayı eğer azınlık çocuklarının ikidilli olması isteniyorsa programın devam etmesine ve yenilenmesine yönelik gerekli girişimlerin mutlaka yapılması lazım. Aksi halde ne Türkçe’yi iyi bilen, ne Yunanca’yı iyi bilen azınlık çocuklarının varlığı sürecek ve kapanmayan eğitim yarası kanamaya devam edecektir.
http://aydinbostanci.blogspot.com/
Azınlıkça
Sayı 30
Mayıs 2007
Sayı 30
Mayıs 2007
Aydın Bostancı
Müslüman Çocukların Eğitimi Programı veya daha çok bilinen ismiyle Frangudaki Programı 10’uncu faaliyet yılını tamamladı. Bu nedenle 1-2 Haziran tarihlerinde Gümülcine valiliğinin toplantı salonunda 10 yıllık programın faaliyetlerini konu alan iki günlük bir konferans düzenlendi. Konferansa azınlık ve çoğunluktan çok sayıda kişi katılarak konuştu ve sunum yaptı.
Program yetkililerinin on yıllık faliyet değerlendirmelerine ve programın bu süre zarfında çalışmalarına bakıldığında, hakikaten küçümsenemeyecek derecede önemli çalışmalar yapılmış. Programın ilk faaliyete başladığı 1997 yılından itibaren günümüze dek, bu on yıllık süre zarfında program faaliyetleri sıralanacak olursa başta Yunancan’ın yabancı dil olarak öğretilmesi için geliştirilen 40 okul kitabının hazırlanması, ilkokul ve Ortaokul öğretmenlerine yönelik ek mesleki eğitim verilmesi, Gümülcine ve İskeçede PEM Destek Merkezlerinin Kurulması, genişletilmiş okul saatleri programı, ders kitapları ve eğitsel araçların hazırlanması, bilgisayar destekli Yunanca dersleri, yetişkinlere yönelik Yunanca dersleri ve Batı Trakya çapında çoğunluk öğretmenlerine yönelik Türkçe dil dersleri ve seminerleri, programın önemli çalışmaları arasında yer almakta. İşte bütün bu çalışmalar 1-2 Haziran tarihlerinde program yetkilileri tarafından düzenlenen bir konferansla tanıtıldı. Konferansı baştan sona izledim. Program sorumlularından Nelli Askouni, son on yılda azınlık eğitiminde önemli değişiklikler yaşandığını kaydederek, program çalışmaları hakkında bilgi verdi. Sn. Askouni programa başladıkları dönemde devlet anaokullarına giden azınlık çocuklarının sayısının yüz elliden bine ulaştığını en önemli değişimin ise ortaokula devam eden azınlık öğrencilerinin sayısında 15 yılda dört kat artmasıyla ortaöğretimde yaşandığını söyledi.
Programın bir diğer sorumlusu Alksandra Androusu ise, programa ilk başladıkları dönemde karşılaştıkları zorlukları dile getirerek, ilk başta programa karşı gelenlerin olduğunu fakat zamanla bu önyargıların ortadan kalktığını söyledi.
Azınlıktan söz alan bir çok konuşmacı ise Yunanca’yla birlikte azınlık eğitiminin Türkçe ayağının da iyileştirilmesi gerektiği yönünde vurgu yaptı. Konuşmacılardan İbram Onsunoğlu çok önemli bir noktaya vurgu yaparak azınlık eğitiminin gerek Türkçe gerekse Yunanca ayağı konusunda var olan önyargıların ortadan kalkmasıyla gelişme sağlanabileceğini söyledi. Onsunoğlu, “Bazılarının beyinlerinde asimilasyon planı olabilir fakat bayan Frangudaki’de kesinlikle yok” diyerek program hakkındaki asimilasyon tartışmalarına yönelik açık görüşünü ifade etti.
İbram Onsunoğlunun vurgu yaptığı önyargı meselesi esasında öyle yabana atılacak bir mesele değil. Mesela SÖPA’ın kapatılması ile ilgili bayan Frangudaki, “Bu cunta oluşumu okulun ortadan kalkması gerekir” derken bile, bazılarına göre samimi değildi. Bunun nedeni önyargıdan başka bir şey olamaz. Sanırım Onsunoğlu “Frangudaki’nin beyninde kesinlikle asimilasyon planı yok” derken buna vurgu yapmak istedi. Çünkü bugün bile hâlâ İngiltere’deki bir üniversitede “düşmanı eğitmek” başlığı adı altında verdiği bir sunumdan, Frangudaki’nin azınlık eğitimine bakış açısının ne olduğuna şüpheyle bakılabiliyorsa, ya biz etrafımızdaki insanları iyi tanımakta güçlük çekiyoruz, ya da diğerleri hiç düşünmeden böylesi büyük gaflar işleyebiliyorlar.
Program sorumlularından en son söz alan Thalia Dragona, bundan 10 yıl önce program çalışmalarına ilk başladıklarında arkadaşlarına dönüp, “Bakın, biz burada Atina’dan gelmiş Azınlık için birer yabancı, belki de bir tehdit, çoğunluk için de birer ‘ötekiyiz’. Ve bu programın bitiminde hiç kimseyi bir şekilde memnun etmiş olamayacağız.” demesi çok ilgi çekici ve gerçeği yansıtıcıydı. Fakat bütün bunlara rağmen program eksikleriyle, doğrularıyla azınlık çocuklarının eğitimine büyük ölçüde katkı sağladı.
Bundan dolayı eğer azınlık çocuklarının ikidilli olması isteniyorsa programın devam etmesine ve yenilenmesine yönelik gerekli girişimlerin mutlaka yapılması lazım. Aksi halde ne Türkçe’yi iyi bilen, ne Yunanca’yı iyi bilen azınlık çocuklarının varlığı sürecek ve kapanmayan eğitim yarası kanamaya devam edecektir.
http://aydinbostanci.blogspot.com/
Azınlıkça
Sayı 30
Mayıs 2007
0 yorum:
Yorum Gönder