Azınlıkça
Sayı:32
Eylül 2007
Editörce
El ele seçime!
Ne kadar garip… Milletvekili seçimleri bu sefer Batı Trakya’yı baştan başa çalkalandıran siyasî kavgalara sahne olmuyor. Azınlık adına el ele, gönül gönüle bir seçime gidiliyor...
Oysa gerek İskeçe gerekse Rodop ilinde daha farklı bir seçim süreci bekliyorduk. Yanılmışız…
Yine de, büyük küçük bütün azınlık basınını okudukça Azınlığın selameti (!) açısından sessiz kalındığı, ortak hareket edildiği zehabına kapılıyoruz nedense, gerçeklerin böyle olmadığını hissederek.
Azınlık gazetelerinde gördüğümüz her şeyi tertip, tanzim ve hatta tayin eden görünmez bir güç var gibi. Mesela İskeçe ili hakkında pek çoklarının içi kaynasa da, ağızlarını sıkı tuttuklarını, gazetelerinde sus pus olduklarını görüyoruz. Kimileri ağlamamak için sırıtıyormuş veya cesaret gelsin diye gülüyormuş gibi geliyor bize. Oysa biz farklı bir seçim süreci bekliyorduk. Yanılmışız…
Yanılmış olsak da, seçimler öncesi azınlık basınının dışarıdan tanzim edilmiş sessizliğini bozalım ve birkaç noktaya parmak basalım.
1) İskeçe azınlığı için tek çıkar yol: 3+1 denilirken, gerçekte partilerin bunu kabul edeceği öngörüsüyle bir hareket başlatılmıştır.
2) Türkeş ve Baran, partilerinden aday olmamalarını azınlıkçılık gayesiyle (!) açıklasalar bile, Hacıibram’la Mandacı’nın yanlarına “göstermelik” ikinci aday almış olmaları, onların da azınlıkçılığına (!) gölge düşürmemektedir.
3) İskeçe ilinde el ele, gönül gönüle bir seçim yaşanmamaktadır.
4) Seçimlerin akabinde basının yuları serbest bırakıldığında, herkes kaldığı yerden at koşturmaya devam edecektir. Kahraman süvariler seçim sonunda, iş bittikten sonra peydahlanacaktır.
Seçimlerden sonra buluşmak dileğiyle
Azınlıkça
Editör
Sayı:32
Eylül 2007
Editörce
El ele seçime!
Ne kadar garip… Milletvekili seçimleri bu sefer Batı Trakya’yı baştan başa çalkalandıran siyasî kavgalara sahne olmuyor. Azınlık adına el ele, gönül gönüle bir seçime gidiliyor...
Oysa gerek İskeçe gerekse Rodop ilinde daha farklı bir seçim süreci bekliyorduk. Yanılmışız…
Yine de, büyük küçük bütün azınlık basınını okudukça Azınlığın selameti (!) açısından sessiz kalındığı, ortak hareket edildiği zehabına kapılıyoruz nedense, gerçeklerin böyle olmadığını hissederek.
Azınlık gazetelerinde gördüğümüz her şeyi tertip, tanzim ve hatta tayin eden görünmez bir güç var gibi. Mesela İskeçe ili hakkında pek çoklarının içi kaynasa da, ağızlarını sıkı tuttuklarını, gazetelerinde sus pus olduklarını görüyoruz. Kimileri ağlamamak için sırıtıyormuş veya cesaret gelsin diye gülüyormuş gibi geliyor bize. Oysa biz farklı bir seçim süreci bekliyorduk. Yanılmışız…
Yanılmış olsak da, seçimler öncesi azınlık basınının dışarıdan tanzim edilmiş sessizliğini bozalım ve birkaç noktaya parmak basalım.
1) İskeçe azınlığı için tek çıkar yol: 3+1 denilirken, gerçekte partilerin bunu kabul edeceği öngörüsüyle bir hareket başlatılmıştır.
2) Türkeş ve Baran, partilerinden aday olmamalarını azınlıkçılık gayesiyle (!) açıklasalar bile, Hacıibram’la Mandacı’nın yanlarına “göstermelik” ikinci aday almış olmaları, onların da azınlıkçılığına (!) gölge düşürmemektedir.
3) İskeçe ilinde el ele, gönül gönüle bir seçim yaşanmamaktadır.
4) Seçimlerin akabinde basının yuları serbest bırakıldığında, herkes kaldığı yerden at koşturmaya devam edecektir. Kahraman süvariler seçim sonunda, iş bittikten sonra peydahlanacaktır.
Seçimlerden sonra buluşmak dileğiyle
Azınlıkça
Editör
0 yorum:
Yorum Gönder